ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTALİ
Ölüme Bağlı Tasarruf Nedir?
Mirasbırakanın gerçekleştirdiği kazandırma eğer mirasbırakan hayattayken yapılıyorsa buna sağlar arası kazandırma, hayatını kaybetme koşuluna bağlı olarak yapılıyorsa ölüme bağlı tasarruf denir. Ölüme bağlı tasarrufların amacı mirasbırakanın son arzularını hukuka uygun şekilde yerine getirmektir. Ölüm hali gerçekleşmeden ölüme bağlı tasarrufların hukuken sonuç doğurmamaktadır. Ölüme bağlı tasarrufta bulunma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup sadece kişinin kendisi kullanabilir.
Mirasbırakanın iradesini açık ve kesin olarak açıklamaması halinde ölüme bağlı tasarruf yok hükmünde kabul edileceğinden ölmeden önce bu tasarrufun yoruma açık olmayacak ölçüde tamamlanmış olması gerekir.
Ölüme bağlı tasarruflar Türk Medeni Kanunu’nun (“Kanun”) 514. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ölüme bağlı tasarruflar düzenlenme şekli olarak iki farklı noktada incelenir.
- Şekli yönden düzenlenen tasarruflar (Miras sözleşmesi ve Vasiyetname)
- Maddi yönden düzenlenen tasarruflar (Koşul ve yüklemeler, mirasçı atama, belirli mal bırakma, yedek ve art mirasçı atama, vakıf kurma, vasiyeti yerine getirme görevlisi atama, mirastan feragat, mirasçılıktan çıkarma)
Ölüme Bağlı Tasarrufların İptal Sebepleri
Ölüme bağlı tasarruflar bir mahkeme kararıyla iptal edilene kadar geçerlidirler. Bu tasarrufların iptaline sebep olacak gerekçeler Kanun’un 557. maddesinde düzenlenmiştir:
- Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa,
- Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa,
- Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise,
- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal edilebilir.
a. Mirasbırakanın Tasarruf Ehliyeti Bulunmaması
Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler. Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak sahibi olabilir ve borç altına girebilir.
Hak ve fiil ehliyeti Kanun’un 8. Ve 9. Maddelerinde düzenlenirken vasiyet ve miras sözleşmesi için Kanun m.502 ve m.503’te düzenleme yapmıştır. Miras Sözleşmesi yapılabilmesi için kişinin tam ehliyetli (ayırt etme gücüne sahip, ergin ve kısıtlı olmama) olması gerekirken, vasiyetname hazırlayabilmesi için 15 yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip olması gerekir.
- Ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı sırada sağlanmış olan ehliyet şartı, sonradan ortadan kalkarsa, söz konusu ölüme bağlı tasarrufun iptali için dava açılamaz. Çünkü tasarruf düzenlenirken gerekli koşulların sağlanmış olduğu kabul edilir.
- Ölüme bağlı tasarruf yapıldıktan sonra ehliyete ilişkin mevcut olmayan şartın sağlanması ölüme bağlı tasarrufun iptali istemiyle dava açılamayacağı anlamına gelmez, hukuken kabul edilen ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı andaki ehliyetin mevcut olup olmadığıdır.
b. Ölüme Bağlı Tasarrufta İrade Sakatlıkları
Yanılma
Saik yanılması, iradenin oluşmasında etkili olan bir konudaki düşüncenin gerçek duruma uygun olmaması durumudur. Aldatma ve korkutma durumunda kişi özgür iradesi dışında bir karar verir.
İradenin beyan edilmesindeki esaslı yanılma ise, hukuki işlem yaparken irade beyanında bulunan kimsenin düşünmediği, arzu etmediği bir husus için istemeyerek iradesini hatalı kullanmasıdır. Söz konusu durumda yanılgıya düşen kişi karşı tarafın bir etkisi veya kusuru olmaksızın özgür iradesine aykırı beyanda bulunmaktadır.
Vasiyetnamelerde yanılma esaslı olmasa bile bu bir iptal sebebi olabilmektedir. Çünkü vasiyetnamelere irade prensibi uygulanır ve bu iradenin açıklanması durumunda karşısında güveni korunması gereken bir muhatap yoktur. Ancak miras sözleşmeleri iki taraflı olduğu için kişiler arasındaki güvenin korunması gerekir. Bu gerekçeyle hangi tarafın hataya düştüğünün önemi yoktur. Miras sözleşmesinde taraflar TBK madde 30 ve devamına tabiidir ve bu sebeple hatanın esaslı olması aranır.
- TBK madde 30 uyarınca; “Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz.”
Hile (Aldatma)
Hile, bir kimsenin irade beyanında bulunması amacıyla, o kişide bilerek yanlış kanaat oluşturmaya ilişkin davranışlardır. Aldatma kastı ve aldatma fiili arasında nedensellik bağının bulunması gereklidir. Ölüme bağlı tasarruflar bakımından aldatma; vasiyetname ve miras sözleşmesi için ayrı ayrı değerlendirilir.
Vasiyetnamelerde TBK madde 36 uygulanmadığından hilenin yapılıp yapılmadığının muhatap tarafından bilinmesine gerek yoktur, bilme koşulu aranmaksızın vasiyetnamenin iptali istenebilir.
Miras sözleşmelerinde ise TBK madde 36 hükmü uygulandığından hileden yararlanan taraf üçüncü kişinin hilesini biliyorsa veya bilmesi gerekiyorsa tasarrufun iptalini isteyebilir.
- TBK madde 36 uyarınca “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.”
Korkutma ve Zorlama
Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir.
Zorlama halinde daha çok maddi bir korkutma söz konusudur. Yargıtay kararlarında fiziksel zorlamanın maddi korkutma olarak değerlendirilse de doktrinde, fiziksel zorlama olması durumunda mirasbırakanın iradesi bulunmadığından tasarrufun yok hükmünde olduğu ve doğmamış tasarrufun iptalinin mümkün olmadığı görüşü mevcuttur. Fiziksel zorlama halinde tasarrufun iptali ve yokluğu arasında görüş birliği bulunmamaktadır.
Vasiyetnameler korkutmayla yapıldıysa kişi vasiyetnameyi iptal edebilir ancak miras sözleşmesi açısından ise korkutmanın esaslı olması şartı aranır.
c. Tasarrufun İçeriğinin Hukuka veya Ahlâka aykırı olması
Kanunun emredici hükümlerine ve ahlaka aykırı sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Ancak Kanun’un 557.maddesine göre; ölüme bağlı tasarruftaki yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise iptal edilebilirlik yaptırımına tabi tutulur. Bir tasarruf, düzenlenmesinden mirasın doğumuna kadar geçen süre boyunca ahlaka ve hukuka aykırı bile olsa mirasın doğum anında hukuka uygun hale geldiyse geçerli kabul edilir.
d. Tasarrufun Kanunda Öngörülen Şekillere Aykırı Yapılması
Kanun’un 557. maddesi gereğince ölüme bağlı tasarrufların iptali talep edilebilir. Normal koşullarda kanunda sözleşmeler için öngörülen bir şekil şartı varsa buna uygun olmayan sözleşmeler hükümsüz olur ama miras hukukunda ise istisnalar mevcuttur.
Vasiyetname veya miras sözleşmesi kanunda belirtilen şekil koşuluna bağlı düzenlenmediyse iptali talep edilebilir. Şekil kurallarına uyulmaması sebebiyle tasarrufun iptali davası açılırsa kural olarak tasarrufun tümü iptal edilir. Ancak iptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayanıyorsa tasarrufun tamamı yerine yalnızca bu kazandırmalar iptal edilir.
SONUÇ
Ölüme bağlı tasarrufların iptali için geçerli kabul edilen sebepler Kanun’un 557. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hallerden birinin bulunması iptal istemi için yeterli kabul edilir. Şekli yönden düzenlenen tasarruflar (vasiyetname ve miras sözleşmesi) açısından farklı hükümler uygulanır. Bunun temel sebebi vasiyetnamenin tek bir kişinin iradesine bağlı yazılmasına rağmen miras sözleşmesinin iki taraflı olmasıdır. Tüm bu hukuki nedenlere dayanarak ölüme bağlı tasarrufların iptali talepli dava ikame ederken en çok dikkat edilmesi gereken husus davaya konu olacak olan tasarruf işleminin niteliğidir.
Soru ve önerileriniz için ulaşabilirsiniz.
Celik & Atci Attorney Partnership